haziran 2006 sayısında vermiş olduğu dvd yüzünden bu ay diğerlerine nazaran daha çabuk tükenen, ikinci baskısının yapıldığı dergi. kimi kaynaklar üçüncü baskısının yapılabileceğini belirtmekteler.
national geographic kadar olmasa da güzel fotoğraflar içeren, biyoloji konularında ilginç yazıların bulunduğu, ancak diğer konulardaki yazıların pek ilgimi çekmediği dergi. "yeni ufuklara" adlı bir de ek veren dergi uzun yıllardır yayımlanıyor.*
tübitak tarafından yayımlanan* aylık popüler bilim dergisi. haziran 2006 sayısıyla birlikte şimdiye kadar çıkmış bütün sayılarını dvd formatında vererek okurlarını mest eden bu güzel dergi tüm tübitak kitapları gibi oldukça düşük fiyata yüksek kaliteli içerik sunuyor.*
arşiv dvdsini temmuz ayında tekrar vermiş olan kaliteli tübitak dergisi. ilgilenenler elini çabuk tutmalıdırlar lakin kapışılmaktadır. şahsıma dvd başında uykusuz geceler geçirttirmiştir, mest etmiştir. bilime ve teknolojiye meraklı herkese şiddetle tavsiye ederim.
mart 2009 sayısındaki, darwin yılı* ile ilgili yazısı ve kapağının sansüre uğradığı, küresel ısınma konulu bir yazı ve kapak ile değiştirildiği ve bu yüzden geç çıktığı iddia edilen dergi.
_________________________
iddia ne kadar doğrudur bilemiyorum ancak;
ilgili teori doğru olsun, yanlış olsun önemli değil; bir bilim dergisinin bilimsel bir teori ile ilgili hazırladığı herhangi bir içeriğin hiçbir nedenle engellenmemesi gerekmektedir.
mevcut yönetimin görüşü ne olursa olsun!
geçtiğimiz haftadan itibaren sızıntı dergisinin bir versiyonu olma yolundaki ilk ve kocaman adımını tübitak üst yönetimi sayesinde atmış bir zamanların bilim dergisi.
TÜBİTAK, Bilim ve Teknik dergisinin kapağının Yazı İşleri Müdürü Dr. Atakuman'ın yetki aşımıyla gerçekleştiğini duyurdu. Kurum, önümüzdeki aylarda Darwin'in dergide kapak olacağını açıkladı.
dinle bilimin beraber yürüyemeyeceğinin, ikisinin kulvarlarının tamamen ayrı olduğunun, dogmatik düşüncenin bilimsel düşünceyle aynı mekanı paylaşamayacağının en güzel ispatı olan bir olayla - en azından benim için - kendisini tamemen tüketen dergi. hadi bu son olayı geçelim, müdür'ün hatası veya kendini bilmezliği diyelim, son bir yıldır tüm dünyada darwin'in doğumunun 200. yılı, on the origin of species'in ilk basımının 150. yılı sebebiyle binbir etkinlik düzenlenirken, bilim tarihini kökten değiştiren bu mevzulara kaç sayfa ayırdı bilim ve teknik? son zamanlarda dergiyi sürekli dolduran astronomi konularının - kendileri 2009 gökbilim yılı sebebiyle olduğunu iddia etseler de - sebebi birilerini rahatsız edecek işlere girmeyip suya sabuna dokunmadan gemiyi yürütmek miydi acaba sorusu bile geçiyor insanın aklından (bkz: komplo teorisi)...
başımızdaki ampulun karanlığı her yeri kapsamadan aklımızı başımıza alsak iyi olacak, yoksa bugün yeni bir sızıntı'mız olur, yarın yeni bir padişah ve şeyhülislam'ımız.
TÜBİTAK, Bilim ve Teknik Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Çiğdem Atakuman, "Derginin Mart sayısının kapağının ve içeriğinin değiştirilmesi benim inisiyatifimle değil, Bilim ve Toplum Dairesi’nin bağlı olduğu Başkan Yardımcısı Prof. Ömer Cebeci tarafından gerçekleştirilmiştir" dedi
yetki aşımı güzel bir örtbas olurdu ama tutmadı be!
(bkz: sümen altı)
son gunlerde yayın yonetmeninin isguzarlık yaparak kapak konusunu degistirmesiyle gundeme gelmistir. yapılanlar acaba yeni bir kapatma davası icin delil mi toplanıyor dedirtmistir.
küçüktüm ufacıktım, top oynar acıkırdım. Bir gün babam elinde bilim ve teknik dergisi eve geldi, 11-12 yaşlarında bir velet idim o dönemler. Bizlerin daha kültürlü olması için, ufkumuz genişlesin diye dergiye abone oldu babam. sağolsun, hala saklarım o dergileri. Hem o zamanlar bilim ve teknik çocuk diye, daha küçük yaş kitlesine hitap eden ve içinde ufak tefek deneyler barındıran güzel bir ek te verilirdi.
Ancak bu derginin beni ilk başta şaşırtan tarafı mükemmel uzay fotoğrafları yanında, hidrojenle bileşik oluşturan elementlere şükürler olsun tarzında yazılardı. İstisnasız her dergide, illa ki bir homo erectus resmi (fotoğraf değil elbette, resim:)), illa bir darwin göndermesi, evrim üzerine yazılar bulunurdu. açıkçası çok rahatsız olurdum, çünkü küçükken okuduğumuz bir çok ansiklopedide de buna benzer insanın evrimi üzerine yazılar bulunurdu. kuponla dağıtılan junior larousse'lar, temel bilim ansiklopedileri hep bu evrim teorisini bize "kanun" gibi anlatırlardı.
sonra biraz daha büyüyünce baktık ki, yaratılışla bu evrim denilen şey arasında fark var. o yol ayrımında "akıllı tasarım" denilen "teori" benim için kanun oldu ve buna iman ettim. tıpkı kendisini ubermensch bilim insanı diye nitelendiren ve evrimin varlığına kayıtsız şartsız inanan bilim teknik bilim adamları gibi.
hadi diyelim batı, sekülerleşti, aydınlanmasını tamamladı, sanayileşti vesaire, bizler tarım toplumu olarak geri kaldık, hala içimizde İslam'a iman etmiş büyük bir "geri kalmış" kitle var. bu yüzden ülkemizin bilim camiası ağırlıklı olarak, toplumdan kendini uzak tutmaya çalışan, toplumun dinamiklerine inanmayan, bu inancı reddeden bir anlayışa sahip. tamam eyvallah.
ama tabu denilen bir şeye karşı olurken, bilim insanlarının kendi tabularını oluşturması doğru mudur?
batı aydınlandı dedik, protestan ingilizlerde bile evrime nüfusun %25'i tam olarak inanıyor, diğer %25'i şüpheli inanıyor, geri kalanı ise evrime inanmıyor. Yani ülkemizde kopan yaygara gibi bir tartışma bizim geri kalmışlığımız veya halkımızın "dogmalara" boğulmuş olması ile ilgili bir şey değil. sadece türkiye'de ki bilim camiası, evrimin tartışılmasına dahi tahammül edemiyor. sorun burada. burada "akıllı tasarım"a inananlar farklı mı dediğinizi duyar gibiyim, ama zaten akıllı tasarıma inananlar adam yerine dahi konulmuyor ki, hem evet inanmayanlara göre din dogmadır:p
bilim ve teknikte yer almayan darwin yazısını tasvip etmiyorum. eğer Darwin, bilim literatüründe yer alıyorsa, üzerine bu kadar tartışılan bir teoriyi ortaya atmışsa , dergide de yer almalıydı.
ancak 200. yılında evrimin kamuoyunda geldiği nokta da tartışılmalıydı. Evrimi kayıtsız şartsız kabul etmek yerine, bu teorinin üzerine farklı görüşler tartışılmalıydı.
malesef büyük çoğunluğu yabancı bilim dergilerinden tercüme yazılarla oluşturulan bir bilim dergisinde, böyle bir tartışmanın varlığı pek mümkün görünmüyor. zira tercüme edilen makaleler tamamen "yayın kurulu"nun istedikleri doğrultusunda şekilleniyor-du bir senedir dergiyi okumuşluğum yok..
bir süredir olan gündem ve tartışmalara dönüp bakacak olursak evrime inanasım geliyor açıkçası. ama zannımca maymundan insana değilde, insandan maymuna gidiyormuşuz gibi bi his doğuruyor insanın içinde. eline lise yılında 2-3 dergisini alanda 3 sene abone olanda hakkında şu son zamanlarki konular hakkında sağolsun pek çok çevrede pek çok kişi az maymunluk yapmadı.
kimisi yine topa tuttu devlet elden gidiyor dedi kimisi evrim zaten yok ki dedi.
genom bilimi ile darwin evrim teorisinin şu an ne durumda olduğunu bilen, ilgilenen zaten biliyor. etrafta bangır bangır evrim diye haykırmak şu zamanda aynı yükseklikten bırakılan cisimlerden ağır olanının daha çabuk düşeceğini söylemek gibi bir şeydir *.
tabi bunun tartışması bir yana dursun, meseleyi illaki bilimin esneklikliğinden uzak olunup, taraf tutulmasına ise cevabım; her şeyde olduğu gibi sadece dergi, gazete, yayın kuruluşlarının değil; bilimin dahi maalesef bir taraf olduğunu ve amaca hizmet ettiğini üzülerek söylemek isterim.
her şey bir yana ortadaki dergi doğru dürüst bilimsel bir içerik içermeyen, ordan burdan yabancı dergilerden toplanan yazıların çevrilip yorumlandığı ve lise gençlerine ve amatör meraklılarına bu pozitif bilimleri sevdirme çabasından öteye geçememiş bir dergidir.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
